Bir devirde iki mürşid-i kâmil

Sual: (Günümüzde mürşid-i kâmil yoktur) diyenler olduğu gibi, (Bir devirde iki mürşid-i kâmil olmaz) diyenler de var. Silsile-i aliyye büyüklerinin hepsi mürşid-i kâmil değil miydi?
CEVAP
Bir devirde iki değil, daha çok mürşid-i kâmil olabilir. Silsile-i aliyye büyüklerinin hepsi mürşid-i kâmildi. Çoğu aynı devirde yaşadı. Mesela Şah-ı Nakşibend Seyyid Muhammed Bahaeddin hazretleri ile Alaüddin-i Attar ve Yakub-ı Çerhî hazretleri aynı devirde yaşamışlardır. Bir de her tarikatın ayrı mürşid-i kâmili vardı. Kâdirîlerin mürşid-i kâmilleri olurdu, Nakşîlerin olurdu.

Muhammed Bâkîbillah ile İmam-ı Rabbânî hazretleri yaşıttı. Hoca, talebe aynı yaştaydı.

Muhammed Mâsum Fârûkî hazretleri, babası İmam-ı Rabbânî hazretleriyle aynı devirde yaşadığı gibi, Mevlana Hâlid-i Bağdadî hazretleri, Seyyid Abdullah Şemdinî hazretleriyle, Seyyid Tâhâ-yı Hakkârî hazretleri ise, Seyyid Muhammed Sâlih hazretleriyle aynı devirde yaşamıştır. Seyyid Fehim-i Arvâsî hazretleri hayatta iken Seyyid Abdülhakîm-i Arvâsî hazretleri mürşid-i kâmildi.

Her asırda gelen müceddid âlimlerin bile çok olduğu devirler olmuştur. Bazısı, hocaları ölünce (Artık mürşid-i kâmil bitmiştir) diyor. Hâlbuki (Hak Sözün Vesikaları) kitabında, Kıyamete kadar, her zaman hakiki mürşidin mevcut olacağı bildirilmekte, gerçek mürşid için, (Halis olan taliplere kendisini tanıtır. Düşmanlardan, ahmaklardan saklanır) buyurulmaktadır. Demek ki, (Günümüzde mürşid-i kâmil yoktur) demek, düşmanlıktan veya ahmaklıktan ileri gelmektedir.

Bitmeyen yorum
Kin ve nefret saçıyor, vahimdir durumları,
Laf yarışı yaparlar, hiç bitmez yorumları.

İyi niyete de sevab var
Sual: Hadiste, (Müminin niyeti, amelinden hayırlıdır) buyuruluyor. Amelle iyi veya kötü bir iş yapılıyor, ama niyetle hiçbir iş yapılmadığı hâlde neden niyet daha faziletlidir?
CEVAP
Hadis-i şerifteki (Müminin niyeti) ifadesi, (Müminin iyi niyeti) demektir. Amelden kasıt da, faydalı ameldir, ibadettir.

Mümin, iyi şeyler düşünebilir, ama her düşündüğünü yapabilecek durumu olmaz. İyi şeyler yapması az, iyi şeyler düşünmesi çok olur. Mesela, sırf sevab kazanmak için değil de, halis niyetle, gerçekten, olsa vereceğini düşünerek, (Dağlar kadar altınım olsaydı, bütün fakirlere bir ev yapardım) dese, bu halis niyetinden dolayı sanki ev yapmış gibi sevaba kavuşur.

Âdetli bir kadın, halis niyetle, (Müsait olsaydım, ben de Arefe günü bin İhlâs okurdum) dese, okumuş gibi sevaba kavuşur. Âhirette müminin defterinde bu niyetinden dolayı çok sevab olur.

Son nefes
Karanlık kafestesin, bitmeyen hevestesin,
Gafletten uyan hemen, belki son nefestesin.

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* Please Don't Spam Here. All the Comments are Reviewed by Admin.