Salevat getirmek farz mı? Okunmazsa ne olur?

Soru: Peygamberimize salevat getirmek farz mı, yoksa sünnet mi?
CEVAP
Peygamber efendimize salevat getirmek hakkındaki âyet-i kerimenin meali şöyledir:

(Allah ve melekleri, Resule salât ediyor, iman edenler, siz de salevat getirin!) [Ahzab 56]

Hadis-i şerifte de buyuruldu ki:
(Cebrail aleyhisselam bana dedi ki: Ya Resulallah, senin ismin anılınca sana salevat getirmeyen azabı hak eder, Cehenneme gider.) [İ. Ahmed]

Ehl-i sünnet âlimleri bu âyet-i kerime ile hadis-i şeriften çıkan hükmü şöyle bildiriyorlar:
İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki: Resulullah'a “sallallahü aleyhi ve sellem” ömründe bir defa salevat getirmek farz, ismi geçtiği zaman, bir oturumda veya bir yazıda bir defa salevat getirmek vacib, sonrakilerde müstehabdır. (Seadet-i Ebediyye)

Bundan başka, her zaman salevat getirmek çok kıymetlidir. (Allahümme salli alâ seyyidinâ ve nebiyyinâ Muhammed) diye okunabilir. Ey Oğul İlmihâli’nde buyuruluyor ki:

Peygamber efendimiz, (Her kim abdest aldıkdan sonra, benim üzerime on kere salât-ü selâm getirirse, Allahü teâlâ, o kişinin üzüntüsünü giderir, duasını kabûl eder) buyurdu. 

Bir kimse Cuma günleri çok salevât-i şerife getirirse, Allahü teâlâ o kimsenin yüz ihtiyacını giderir, bunun otuzu dünyâ, yetmişi âhiret ihtiyacıdır. Yine Peygamber efendimiz buyurdu ki, (Her kim günde yüz defa [mânâsını düşünerek] salevât-ı şerife okursa, kıyâmet gününde güneşin sıcaklığından kurtulup, Arş’ın gölgesi altında benimle beraberdir. Her kim benim için bir salevât-ı şerife getirirse, rahmet melekleri onun günahlarının affolması için dua ve istiğfar ederler.) [İslam Ahlâkı]

Hidayetine vesile olana teşekkür
Soru: Ehl-i sünnet itikadını öğrenmemize vesile olan bir arkadaşa, bir hatasını söylersek edepsizlik ettiğimizi düşünüyor, kendisine saygısızlık kabul ediyor. Hattâ her işimizi ona danışmamızı bekliyor. Bizim de bu beklentisine uygun hareket etmemiz gerekir mi?
CEVAP
Uygun değildir. Bunun, ona da çok zararı olur. Kendisini gerçekten danışılacak kimse zannedebilir. Kibre sürüklenebilir.

İnsanların hidayetine vesile olmak çok kıymetlidir. Peygamber efendimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” bir duası şöyledir:

(Yâ Rabbi, bizi hidayetten sonra, başkalarının hidayetine vesile olanlardan eyle!) [Buhari]

Yine Peygamber efendimiz, (Bir kimsenin hidayetine vesile olan, Nuh aleyhisselamın ömrü kadar [bin yıl] ibadet etmiş gibi sevab alır) buyuruyor. Ehl-i sünnet âlimleri de, (Bir kişinin hidayetine vesile olmak, bin yıl salih amel işlemekten daha iyidir. Sadece nafile ibadetler değil, farzlar da bu bin yıla dahildir) buyuruyorlar.

İşte böyle kıymetli olan bir şeye, yani kendisinin hidayetine vesile olana elbette teşekkür etmek, minnet duymak gerekir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(İnsanlara teşekkür etmeyen, Allahü teâlâya şükretmemiş olur.) [Tirmizî]

Fakat ona teşekkür ve dua etmek ayrı, onu kendine mürşid gibi, şeyh gibi görmek, ona bağlanmak ayrıdır. Böyle görmek her ikisine de zararlı olur.
Önizleme

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* Please Don't Spam Here. All the Comments are Reviewed by Admin.